YGS'ye mi girdim? Daha LYS mi var? Ayakta mı duramıyom? :)

Öncelikle hepinize kocaman selamlar! Uzun zamandır yoktum bu civarda. Ki bunun sebebini de çoğunuz biliyorsunuz. Evet, YGS denen garip ve bir o kadar sinir bozucu sınava girdim. Sınav binasından çıkar çıkmaz aklıma ilk gelen şey YGS hakkında bir yazı yazmaktı. Ama maalesef şimdiye kadar erteledim bunu. Aslında bir bakıma iyi de oldu. Zira konu üzerine düşünme fırsatı bulmuş oldum.
İlk olarak her kesimden insanın yaptığı, standart haline gelen eleştiriyi yapacağım. Eğitim sistemi… Evet, böylesine mükemmel eğitim sistemimizden bahsetmeden edemeyeceğim. Bununla ilgili bir yazı gördüm çok hoşuma gitmişti: “Eğitim sistemimizde sadece iki şey eksik: eğitim, sistem.” İşte tam da bu! Sistem, ömrünü sorularla geçirmiş, hayatın tecrübelerinden bîhaber bir nesil yetiştirmek niyetinde olsa gerek. O meşhur Japonlara benzeme tutkusu var ya hani. Yerin dibine geçsin öyle başarı. Küçük bir araştırma yaptığınızda hepiniz göreceksiniz ki Japonya Devleti eğitim sisteminde tek yaptığı robot yetiştirmek. Kast sisteminin kardeşi bir düzen diyorum ben buna. Herkesin sistemde bir yeri var. Ve kesinlikle sistemdeki yerinden başka bir tercihin yok. Bizim “Avrupa’yı örnek alan” ama Japon başarısını kıskanıp eğitimi ona benzeten, benzetmeye çalışan yapılarımız var maalesef. Umarım eğitim konusunda Japonlara daha fazla benzemeyiz.
Öyle veya böyle bir sınava girdim ben de. Ama ne sınav! Hatta “Aman ne sınav!”. Onca yayınevi onlarca soru bankası hazırlıyor içinde yanlış soru yok. Sen kaç yıllık bir kurumsun hem 60 kişilik bir soru hazırlama ekibin var. Yapacağın 160 soru. Ama cânım eğitim sistemine yaraşır bir iş yapıp 6 tane şüpheli soru yapıyorsun. Bunlar doğru dahi olsa kamuoyunda bir tepki oluşturacak boyuttaysa ben ona hata derim, hatta bununla yetinmem hatanın daniskası derim. Neyse, demem o ki oldukça ilginç bir sınavdı bizimkisi.
Ve bir kez daha bir maraton başladığını fark ediyoruz halk arasında “YGS mağdurları” olarak nitelenen bizler. L-Y-S. Hadi tamam diyorum buna, ben bir kere girdim bu yola adam akıllı halletmeliyim bu işi. Hadi hayırlısı deyip sıvıyorum kolları. Sıvıyorum sıvamasına da bir türlü bir “ideal” olarak göremedim şu üniversiteyi. Kafama bir şey yerleşti mi onu mutlaka yaparım. Bu benim canımı yakacak da olsa yaparım. Bu huyumdan anlıyorum idealist olduğumu. Ama dediğim gibi, bir türlü eğitim sisteminin başarılı bir neferi olmayı ideal olarak göremedim. Bu iyi bir şey mi? Bence evet. Bence asıl olan yaşamak. Zamanla ilgili bir yazımda demiştim ya hani. Bir yılı bir yıl gibi yaşayabilmek, en azından yaşamaya çalışmak.  
İç dünyamda bir sorguya çekince kendimi, şunu görüyorum: “Benim en büyük iki idealim Rıza-yı İlahi ve insanları mutlu etmek.”  
Birincisi zaten her insanda olan, olması gereken bir ideal. Sonuçta hepimiz bu dünyaya bir kere gelmişiz ve bize verilen bu ortalama 60 yıllık mühleti en iyi şekilde kullanmak; “var olmanın amacına uygun var olmak” hepimizin yapması gereken bir iş.
İkincisine gelince… Bu ikinci idealim biraz bencilce olabilir aslında. Her zaman söylediğim “mutlu etmek mutlu eder” sözümü düşününce bu kanıya vardım. Galiba sırf mutlu olmak için mutlu ediyorumdur. Ama şu bir gerçek ki bir insanın yüzünde bir gülümseme olunca hele de “bir insan”ın tebessümü olunca, hep hayalen düşündüğümüz; çiçeklerin, nehirlerin olduğu, kuşların cıvıltısıyla şenlenen o ortam var ya, işte orada hissediyorum kendimi. O kadar huzurlu ve mutlu. Keşke tüm insanlar yalancıktan da olsa gülümsese diyorum bazen. İşte belki bu yüzden bu benim en büyük ikinci idealim.
Bu saydığım iki ideale de ne üniversitenin ne sınavın ne de onunla ilgili şeylerin çok büyük bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden sınav denen arkadaş benim için sadece çevresi geniş ama kendisi sıkıcı bir tip. Merhaba, merhaba yani. J
Buralara seyrek geliyor olmam sizi unuttuğum anlamına gelmiyor bilesiniz. Hepinizi ayrı ayrı özlüyorum. (Şimdi yine isminizi yazıp mimlesem mi dedim ama bunu bile takip edemeyeceğimden kalsın diyorum. Siz aldınız mesajı.)
Gülücüklü Kalın

Günde en az bir defa kendini gülücüklemeyeni düşman ilan ediyorum artık J




SHARE

M. Talha Y.

    Blogger Comment

12 Yorum :

  1. Geçmiş olsun diyorum öncelikle :)
    Olmayan eğitim ve sistemimizde bizim yapmamız gereken sadece bu varlığı aracı olarak kullanmak, onsuz daha zor oluyor pek çok şey maalesef :/
    Bol zihin açıklıklı ve bol gülücüklü günler diliyorum sana :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "zihin açıklıklı" sözü çok hoşuma gitti ha :D
      Eh bu da sistemin getirisi pardon götürüsü... İnsanı kendine mecbur bırakıyor. zorla güzellik olmaz ki ama. :D
      Sen de gülücüklü kal...

      Sil
  2. Geçmiş olsun Ygs bitti Lys için devam :)
    Hakkında hayırlısı olsun inşallah, istediğinden daha güzel sonuçlar gelsin :)
    Bakma sen sisteme, gelecekte hangi meslekte mutlu olacaksın ona bak
    Gülücüklü kal :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben "enginar" olacam :D Bu sözü söylemek bile çok hoş geliyor. Mühendislik ayrı bir şey benim için.
      Şu an iyi bir okulda mühendislik okumayı hedefliyorum. Olmazsa da canım sağ olsun :D
      Duan için çok çok teşekkürler.... Benim istediğim gelmesin aslında, benim için en hayırlı olan gelsin. Şu sıralar bu daha mantıklı geliyor bana.
      Şimdi sen gülücüklü kal diye bitirince ben kalakaldım. Oysa bu benim son sözümdü. Bir an ne yazmalıyım diye kara kara düşünecektim amaa....
      GÜLÜCÜKLÜ KAL...

      Sil
  3. Geçmiş olsun. YGS ye girecek kuzenim için dua ederken seni de araya alıvermiştim. Eğitim sitemimizde tam da yazıldığı gibi eğitim ve sitem eksik. Bu konuda Finlandiyalıları örnek almamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü söyledikleri gibi "Bize bataklıklar,kayalar düştü;oraları bir kültür ülkesine çevirdik." Gerçekten evrim geçiriyorlar. Snelman diye bir adam çıkıyor ve köyden şehre tüm halkı bir kültür furyasına katıyor. LYS için şimdiden dualardasın aten. Gülücüklü kal. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o meşhur Finlandiya...
      Ben biliyordum zaten sizin dualarınız vesilesiyle sağ salim atlattığımı bu sınavı. Blog ailemizin bütün üyeleri sağ olsun destek oldular.
      E tabii dua eden dua bulur :)
      Ne demek sen gülücüklü kal :D

      Sil
  4. Umarım sınav sonucun iyi gelir. Hayırlısı tabi ki de. Eğitim siatmemimizle ilgili düşüncelerine katılıyorum. Ayrıca ygs sınavı dışında lise de ders müfredatları da çok sıkıntılı. Böyle gidecek olursa halimiz harap yani ne diyeyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh keşke elden bir şey gelse :(
      Hoş gelmişsin bloğuma
      İlk fırsatta ben de geleyim:)
      Gülücüklü kal...

      Sil
  5. Hatalı sorular, yanlış sorular... Benim girdiğim yıl da olan şeylerdi, sanırım her yıl da yaşanıyordur.
    Umarım sonucun istediğinden bile yüksek gelir. LYS içinse maraton devam ediyor. Kolay gelsin :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dileklerin için bissürü teşekkürler kağıt salıncak. Hayırlısı olsun da gerisi pek mühim değil.
      Bu durumda hakikaten sorunlu bir kurum karşımızda.
      Evet maraton hatta bildiğin ganyan :)
      Gülücüklü kal...

      Sil
  6. Geçen sene sınava girdigimde ilk şekerimi agzıma attım. Sonrada ne bok bir sınava giriyorum dedim. Gülerek pencereden gökyüzüne bakarken kendimi durdurdum. Sınavda hocalar yanlış anlamasın diye:D şimdi üniversitedeyim daha çok gülüyorum kendime:D
    Boşver aman. Hayat ne bu sınavla ne de üniversiteyle emin ol:D
    Bu arada nasılsın aklıma geldin bir ece diyeyim dedim:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasılım? Şu sıralar kendime bunu soruyordum ben de. Bu sorgulayışımın nedeni de kafa bulduğum sınavda kaydırma yapmış olmam ve lys psikolojisi. Acaba olur mu olmaz mı sorularından bunaldım. E herkes "aşağı çekersin" derken bir türlü emin olamayımdan da. Amaan neyse kökü bir sınav değil mi! daha önemli imtihanlarda böyle kafa yormadığımı fark ediyorum. Kendime gelmeliyim. :D
      Hoş geldin, iyi ki geldin. Ben de blogda bir şeyler yazmalı diyordum iki gündür. Neyse bu akşam yazarım artık.
      Hep Gülücüklü Kal...

      Sil

Yorumların benim için önemli...

Ha Ben Ha Onlar (: