Hüzünlü bir başlık seçtiğimin farkındayım. Ama malumunuz ki her veda biraz hüzünlüdür. Gerçi, benimki en fazla bir aylığına bir veda. Aslına bakarsanız bu zaman zarfında yazmayacağım hususunda pek de güvenmiyorum kendime.
Neyse işte bu yazının bir -kısa süreli- veda yazısı olması sebebiyle birçok konudan bahsedeceğim. Hatta bunları madde madde yazayım da zihinleriniz yorulmasın.
I.
- Adıyaman'da gerçekleşen kitap günleri dolayısıyla nice şair ve yazar bu küçük ama yüreği büyük adamlarla dolu şehre geldi. Bunlardan biri de bir şair olan, ve itiraf ediyorum ki kendisi henüz tanıdığım bir şair olan Cevdet Karal. Ama gerek şiirlerini gerekse konuşmasındaki üslubu ve yetkinliği beni çok etkiledi. Ben de hemen bir kaç beğendiğim şiir çıktısını ona verdim. Ve o da zaman ayırıp şiirlerimi okumuş ardından özene bezene bir mail hazırlamış. Bunu görünce tabii ki çok ama çok mutlu oldum. İnsan böyle teşvik edilirse kim tutabilir onu. Bakalım yarınlarda ismim hangi yollarda yazılı olacak. Kim bilir belki dilediğimce, şiirlerimce yaşarım bir gün...
- Bu ay da fotoğraflar çektim, bir sürü. Onları normalde zamanla yayınlarda paylaşacaktım ama blog yazmaya mola verecek olmamdan sebep bir çırpıda paylaşıyorum. Yazıya karışmaması için en sona diziyorum onları. Özellikle fotoğraf bloğu sahiplerinin yorumunu hevesle bekliyorum.. :))
- Okulumuzun her sene çıkarmış olduğu Cemre isminde bir dergi var. Ve ben bu sene Blog yazmakla ilgili bir yazı yazdım. Ee ben böyle hevesle bir iş yaparsam o işin sekteye uğraması işten bile değil. İşte böylece "iki ay" evet "iki ay" gecikme yaşandı derginin basımında. Ama en nihayetinde haftaya okulda dağıtılabilinecek. Ama gelin görün ki o zaman da okulun yarısı yok. ||Ben varsam muhakkak sorun vardır Azizim. Kesin vardır.|| Neyse bakalım kaç kişi blog yazmayı en azından deneyecek :)) Tabii dergi elime geçer geçmez yazının olduğu sayfanın fotoğrafını burada yayınlarım
- Şimdi bol çeşitli bir içerik olacağını söyleyerek yaptığım girişin hakkını tam manasıyla vermek adına sanırım üç gün önce yazdığım, esasında çok da beğendiğimi söyleyemeyeceğim bir şiiri paylaşıyorum sizinle. Şiir bölümlere ayırdığım ilk şiirim. Gülücüklü Okumalar... Ve gayet tabii:
I.
Abi o yaşlı hem de hasta
Dedi bisikletli çocuk
Sevme onu hastalıklı o dedi
Yaşlı diye hasta diye yalnızdı köpek
Çocuğa hastalığa ve yaşlılığa kafa tuttum
Gittim dakikalarca okşadım başını
Kim bilir belki aylardır şefkat görmemiş
El değmemiş alnını sevdim hafif ellerimle
Ellerim hafifti evet
Hayli zamandır zayıfladı parmaklarım
Hani bir ipi sıkarsın ya ölesiye
Aynen öyle ağrıdı zayıf düştü parmaklarım
Hayata tutunduğum iplerin gücüne inat
Olanca takatimle sarıldım, bırakmadım
Ve şimdilerde artık tutamıyorum ipi falan
Su içerken bardağı tutmak sızılatıyor elimi
Ya da buğday tarlasından geçerken
Bir bin veren bereketli buğdayları
En hevesli halimle kalkarken okşamaya
Elim kanıyor
Kanıyorum
İşte böyle yorgun ellerle sevdim o köpeği
O da sorun etmedi yorulmuştu diye
Oturduk beraber yoruladurduk orda
II.
Sonra camiden koşarak çıkan çocuğu tuttum
Sonra camiden koşarak çıkan çocuğu tuttum
"Kaç dakika kaldı akşama?"
Ben hep gecikirdim işte
Hep kerahet vaktinde yapardım işlerimi
Kerh den gelir bu kelime
Hoş olmayan yani, kötü olan
Ben en hoş olmayan zamanlarda sevdim
Sabah evden çıkarken örneğin
Horozların avaz avaz bağırdığı
Yarasaların uyku dualarını yaptığı vakitlerde
Olmadık yerlerde ve zamanlarda sevdim
İstatistik ilminden öğrendiğim
Adımlarını en çok seven yollardan yürüdüm hep
Bilmiyordum bunun beni ezeceğini
Şimdi soluğunun bile uğramayacağı
Geniş sokaklarda bekliyorum seni
Dün gibi mesela
Dün gibi
En alakasız zamanında yürüyüşümün
Tam üç kez dönüp baktım ardıma
Gözlerim görmüyordu seni ama var gibiydin
Aslında belki yalnız bana hayalettin sen
Böyle böyle hep hata yaptım
Böyle böyle giriştim seni kıran her işe
Şimdi vakti geciktirmeden ikindiyi kılmalı
Yine yeni hatalardan korkuyorum
III.
Bir namaz vardı insan yüreğinde
Okyanuslara gökdelen yapmayı bile öğreten
En çıkmaz sokağı meydanlara çeviren
Acıyı emen, yarayı kapatan, seni sevdiren
Seni sırf sensin diye sevdiren
Bir Allah vardı şah damarından yakın
Bana senin şah damarından bile yakın
Bir Allah vardı
Yehova diyen de vardı Tanrı diyen de
Ama herkesçe kabul Bir Allah vardı
Her secdeden sonra dua ettiğim, ettiğimiz
Var olmanın nedenini öğreten her kıyamda
Boyun eğmeyi her rükuda
Ve kapanmayı yere ruhun en siyah olduğu vakitlerde
Biz ta berzahta görmüştük O'nu
Ve söz vermiştik olanca cehlimizle
Oysa tekbirimde seni seveceğimi söylediğimde
"En büyük sevgi banadır." dedi ruhuma
Özür diledim ve çekildim selamımla
Şimdi en akşam vakti güneşin
En güzel Zaman
Kulağımı kesiyor
Batışları sevdiren ezan
Ve bir ses
Allahu Ekber
Fotoğraflarda genel bir böcek ve çiçek teması göreceksiniz. ben de sonra fark ettim :)) |
Çiçek veArı |
Fizik dersinde çizdiğim "çember çiçeği" |
Karahindiba küçükten beri hoşuma gider. |
Hele de karahindiba tohumları uçuşurken... |
Bu çiçek kadar umutlu olabilmeli insan. Kimsenin ezmeyeceğini düşünüp kaldırımda bile açabilmeli. |
"Gelincik Çiçeği" de benim için apayrı bir çiçektir. |
Bir "Çiçek ve Böcek" daha |
Peki saklanan uğur böceğini gören var mı? :)) |
Papatya ve Arı |
Okulumuzun yolunda, kimsenin bilmediği "Gelincik Tepesi" :)) |
Derken... yine "gelincik" |
Öyle masum bakan bir beyaz çiçek gördünüz mü ilk iş ağlayın... |
Birbirine küsmüş gibilerdi kızdım ve "sizi herkese göstereceğim" dedim :D |
Bir gözü kör olmasa daha iyi miyavlar mıydı bilmiyorum ama tatlılığı tüm kalplere yeter... |
Müdavimi olduğum çay bahçesinde -kendim tarafımdan- dinlenirken bir de baktım tavla taşları oyun oynuyor :) |
Bir ağacın dibinde sakin sakin konuşuyorlardı bu çiçekler... |
Evimin siyah dut larından "merhaba bahar" şarkısı... :)) |
Çok güzel.
YanıtlaSilNe diyeyim... Normalde sizden daha uzun eleştiriler bekliyordum ama iki kelime de olur :D Tamam :D
SilGülücüklü Kal...
Yakın çekim çiçek fotoğraflarını çok seviyorum. Hepsi çok güzel ve tabi şiir de. Allah gönlüne göre versin erenler ⭐
YanıtlaSilÇok ama çok teşekkür ederim hocam :)) Rabbim hakkımızda en hayırlısını versin de isteklerimin pek bir ehemmiyeti yok...
SilGülücüklü Kal...
Yok gerçekten ben buna Allah'ın hediyesi diyorum.Ya da Adıyaman'ın vefası.Neden?Önce bunu yazayım, sonra şiirin.
YanıtlaSil1969 senesinde Merkez karakolunun arkasında bir ev vardı.Bahçe katında oturuyordum.Eşim polisti.İlk çocuğuma hamileydim.Vakit gelmişti.Eve doktor çağırmakla eşim ilk hatasını yapmıştı.Kötü başlamıştı doğum ve Antep'te sonlandı.Çocuğumla eve getirdi eşim.Fakat hastaydı yavrucak.Ben eşimdem 10 yaş küçüktüm.O akıl etmedi ben de sessizce bekledim.13 günlüktü, yan komşum kürt Fatma abla hemen anladı.Komşuları topladı, ellerinde zemzem suyuyla geldiler.Çocuğum komşuların demesi üzerine üç defa 'Haklarım, sütüm helal olsun'diyerek içirdiğim üçüncü damladan sonra vefat etti.Çok gençtim, bu acıyı kaldırmak çok zordu.
Ben şimdi çocuğum nerede yatıyor bilmiyorum.Adıyaman'da aklımın yarısı kalarak ve ikinci çocuğuma yedi aylık hamile olarak çıktım gittim.O günden sonra eşime kaç defa sorduysam nereye defnettiğini, o duyarsız tavrıyla 'Bileceksin de ne olacak?'derdi.Onu hiç affetmedim.
Sonra benim kızlarım(Kore Fenomeni ve diğerleri )ile o hikayeyi yazdık işte.Seni o zaman tanıdım.Adıyamandan bahsetmiş olmalısın ki, hep düşündüm.Sempatim oldu sana.Belki anneannenden, ya da babaannenden de büyüğüm.Ama genç evlatları hep bağrıma basasım vardır.
Evet Talha, bir dergiden söz ediyorsun.O seneler Adıyaman çok küçüktü.Ama ben bir defa sokağa çıkmıştım.O da bankaya babamdan kalma çeyiz parasını almak için.Kim bilir nasıl gelişti şimdi. Adıyaman'a selam olsun.Seni o yavrumun yerine koydum.Allah izin verirse hep takip edeceğim Talha.Şiirin o kadar güzel ki,ben de serbest vezin seviyorum.Ama senin şiirin dalga dalga yükselişe geçmiş.Çok hislendim.Biraz ara vereceğini yazmışsın.Ben ve biz seni bekliyoruz. Gülücüklü olarak kalıyorum.Sen de daima gülücüklü ol dilerim.Gözlerinden öpüyorum oğlum.Ece teyzen :)
Ece teyzem öncelikle zaten ettiğim duamı yineleyeyim "inşallah cenette kavuşursunuz birbirinize"
SilBenim bu topluluğa girişim de biraz paldır küldür oldu. Nasıl girdim tam olarak bilmiyorum doğrusu. Ama şükür ki, iyi ki girmişim de tanımışım sizleri. İnsanın resmen ikinci bir ailesi oluveriyor. Beraber güldüğü, üzüldüğü insanlar çıkıyor karşısına. Hatta benim sırdaşım olan blogger bile var. Birbirimizi tanımasak da artık nasıl bir güven olmuşsa baya baya dertleştiğimiz kardeşler edindim. İnşallah şu sınav illeti tez vakitte biter de Çok fazla özlemeden dönerim aranıza.
Ben de ellerinden öpüyorum.
Sağlıcakla ve dahi Gülücükle Kal Ece Teyzem...
Ara vermek iyi gelebiliyor. Ben de biraz ara verdim gibi bir şey :) Ama, buralardayız tabii. Dönüşün muhteşem olsun :) Görüşürüz.
YanıtlaSilElimde olmadan verdiğim bir ara aslında bu. İyi mi olur bilmem :)) Dönüşüm nasıl olacak bekleyelim, görelim.
SilGülücüklü Kal...
Fazla özletmeden dönersin umarım . Sevgiyle
YanıtlaSilBen de fazla özlemeden dönmeyi umuyorum tigris :D
SilGülücüklü Kal...
Bikaç anlatım bozukluğu olsa da harikalar
YanıtlaSilOoo Şeyma hanım teşrif etmiş. Hoş gelmiş sefalar getirmiş. Hemen de görmüş anlatım bozukluğunu. Ben o bozuklukları seviyorum. Bile seve değiştirmiyorum onları. Hrm sen git ingilizce çalış taam mı. Türkçeyi bize bırak :))
SilGülücüklü Kal...
Bir ayı geçirme sakın bak gülücüklerimiz soluyor :)
YanıtlaSilDergi için tebrikler!!! Tam bize de gönder diyecektim ki gönderecekmişsin zaten ;)
Şairi ben de duymamıştım (şşş)
Özletme kendini!
Şiir için de eline sağlık Talha güzel şiir yazıyorsun gerçekten bırakma sakın!
Gülücüklü kal, gülücüklerle dön ;)
Çok teşekkür ederim Dağınık Anne dergiyi henüz almadım alır almaz paylaşacağım.
SilTez zamanda gelip gülücüklerim buraları, söz :))
Gülücüklü Kal...
TALHA! ,, bekliyoruz çok bekletme 😉
YanıtlaSilFotolar şahane! Kaldirimdan çıkan papatya en sevdiğim yüklediğin anlamda çok hoş. .. teşekkürler sen de gülücükle kal!
benim de favorim o Feno. Hatta telefonumun duvar kağıdı yaptım. Ha bu arada fotoları istediğiniz yerde istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.
SilDaha da Gülücüklü Kal...
Uzun bir süredir olmayınca, aklıma geldi ve okuyayım bari biraz dedim. Bu başlığın manidar geldi durumunla. Meğersem zamanında okuduğumda pek anlamadan okumuşum (bunun için özür dilerim) ne de güzel yazmışsın. Eline, kalemine sağlık geleceğin geleceği parlak şairi.
YanıtlaSilAllah'a emanet ol, gülücüklü kal...
şimdi cevap veriyorum çünkü çok daha uzun zamandır yoktum ama inşallah artık buralardayım. Çok teşekkür ederim!
SilGülcüklü Kal!
Kendimi bir şekilde blogunda buldum. Veda başlığın ilgimi çekti. Hasta ve yaşlı köpeğin toplum tarafından sevilmeme durumu o kadar gerçek ki... Benzer bir şeyle karşılaşıp, kalbimdeki bütün sevgiyi hakkettiği sevgiyi bulamayanlara vereceğime söz vermiştim. Sevilmemek acısını tattırmasın Allah.
YanıtlaSilImza bikolyeucu
Aslında bence duayı şöyle yapmalı: kimseye çekemeyeceği acıyı yaşatmasın Allah.
Silçünkü her kalbin olgunlaşması için bazı zorluklardan geçmesi gerektiğini anladım. Buna dayanacak kuvvet versin hepimize.
gülücüklü Kal...
Bugün yolum sana düştü Talha; yazını yeniden okudum. Şiirini adeta içer gibi okudum. Şu satır beni benden aldı. Şiirin çok güzeldi."Ve kapanmayı yere ruhun en siyah olduğu vakitlerde" Şiirlerin nice dergilerde çıkar inşallah. Derslerinde başarılar dilerim.Ayrıca Mevlit Kandilin mübarek olsun. Gülücüklü kal oğlum. Adıyaman'a selamlar...
YanıtlaSilHoş gelmişsin Ece ablam! Uzunca bir aradan sonra tekrar döndüm buraya. Geldiğimde bazı bloglara uğradım senin blogu en sona bırakmıştım detaylı bakayım diye maalesef o zaman nasip olmadı.ama bugün bakacağım inşallah. Vee aleyküm selam ama artık istanbuldayımmm.
SilGülücüklü kall!