GünAy


Bizim en büyük lüksümüzdü sevmek
Yakışamadık yanına
O edalı süzülüşlerine ayak uyduramadık
Biz paspal kalın kalın adamlardık yanında
Bir elmayı dalından koparamazken daha
Koklamadan midemize indirdik
İçimiz çok ağrıdı bu yüzden
O tavus oldu biz karga
Renklerden başkasına kördü gözümüz
Geç oldu, kafese girince ancak, gördü gözümüz
Ne akrebin ne yelkovanın esaretine yetti ödediğimiz kefaret
Ağzımız daha elma sapı kokardı
Şimdilerde hiç kullanılmamış bir kapı oldu kalbimiz
O taş duvarlar arasında gizlenen onca şeyle
Yok mu
Yok mu bir misafir
Elinde anahtarla çıksa
Ona ne şeyler hazırlarız ne huzurlar
Bir damla suya sihir katar yaşatırız ölüyü de
İlk ben açarım kapıyı
Daha annemler duymadan tokmağı
Koşardım
Ne gelse söylerdim ağzıma
Bak derdim
Gelincik derdim gelse incinmezdim bir daha
Elindeki ilaca layık bir yara açtım karnımda
Hem bak oradan çıktı bu elma kurtları
Artık temizim, yalnız sen kaldın
Beni iyi et, kurtar, yeter ki sür şu ilacı
Biz eli yüreğinden öteye gitmezlerden
Aklı bıraktıktı o vakitler
Şimdi her zehri çıkardık sinirlerimizden
Bir şu yara kaldı
Ama bak bu yara tam senin merhemine layık
Bıçak sırtında bıraktın bırakalı bizi
Kıpırdamadık
Şimdi vakit hayli geç oldu
Ya uyku ya uyanıklık
Sen iyisi mi sür şu merhemi iyi olalım
Hatta olmadı ver bizim olsun şifamız
Usul usul dikeriz. 
Belki izi kalır ama sızı gider bizce
Yakmayacaksan sür, sürmeyeceksen ver şu merhemi
Ver ki bir gün bir günümüz aydın olsun
SHARE

M. Talha Y.

    Blogger Comment

3 Yorum :

  1. emeğinize sağlık beğendim severek okudum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürleer :)
      Ne mutlu! Ne mutlu!
      Gülücüklü Kal...

      Sil
  2. Çok teşekkür ederim. beğenmenize çok sevindim :)
    Gülücüklü Kal...

    YanıtlaSil

Yorumların benim için önemli...

Ha Ben Ha Onlar (: